Tarihçi Strabon’un “Tanrı yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, onu Datça Yarımadası’na bırakır” dediği söylenir.Bu ifadeye “sevinçli, huzurlu ve mutlu yaşam” sıfatlarını eklemek hiçte haksızlık olmayacaktır. Dantel gibi işlenmiş koylarında denizin mavi ve yeşil renkleri sizi coşkuyla yüzmeye davet eder.
Tek yada Eski Datça sokakları iki katlı tamamı taştan yapılmış, bahçelerini begonvillerin, kabak çiçeklerinin, sarmaşıkların süslediği, sokakları arnavut kaldırımlarıyla kaplı, evlerin kapılarının önünde saklılar dolusu çiçeklerin olduğu her yanı tarih kokan bir yöre hayal edin. İşte burası “eski Datça”dır.
Can Yücel’in her kelimesinde, her mısrasında doyasıya anlattığı, “Mekanım Datça olsun” dediği Eski Datça bugünkü Datça’nın kalbinin ilk attığı yerdir.